Wednesday, December 10, 2008

Tarihteki Cenabetler - 1 & Rocky V

Tarihte delikanlılar olduğu gibi elbette cenabetler de oldu, olacak da.. Delikanlıların hikayelerine "vay koçum", "ha aslanıma" gibi tepkiler verirken, cenabetlerin başına gelen akıl almaz işlere ise "yok artık", "vah vah", "olmaz böyle şey" şeklinde tepkiler veriyoruz. Bu sebepten dolayı, benim bundan böyle başlatacağım yeni seri olan "Tarihteki Cenabetler" serisine girmeye hak kazanma kriteri, duyduğumda "yok artık", "vah vah" türünden tepkiler vermeme yol açan hikayeler olacak.

Oldukça boktan bir girizgahtan sonra gelelim yeni serimizin ilk kahramanına.. İsmi açıklamadan önce bu kişi aklıma nerden geldi onu size bir akış olarak tarif etmek istiyorum:

tv'de 80lerle ilgili bir program -> Rocky IV görüntüleri -> sevgili bir arkadaşımın "bundan sonraki film çok fenaydı" yorumu -> sonraki film, yani Rocky V'yi düşünmem -> sonraki filmin ve çok sağlam bir cenabetlik hikayesinin kahramanını hatırlamam -> yanılıyorsunuz! Sly değil; Tommy Morrison..

Diyeceksiniz ki "kimdir ula bu Tommy Morrison?", "ne ola ki bu elemanın cenabetliği?"

Acele etmeyin efendim, bütün cevapları bir bir vereceğim...

Rocky V'yi hatırlayanlarınız olacaktır fakat ben yine de bir özet geçmek isterim.. Rocky V serinin en kötü filmidir, hiç kimsenin bu konuda bir itirazı olduğunu düşünmüyorum. Sonradan Sylvester Stallone'un kendisi dahi bu filme 10 üzerinden 0 verdiğini söylemiş. Bu arada "zaten Rocky serisinin tamamı boktan" diyenler için Rocky I'in 3 Oscar kazandığını (en iyi film, en iyi yönetmen, en iyi montaj), Eye of the Tiger'ın Rocky III için yapıldığını, Parliament Sinema Klubü'nde Rocky IV izlememizi ve nasıl gaza geldiğimizi hatırlatmak isterim.

Hatirlayabileceğiniz üzere Rocky V'de, İtalyan aygırımız Rocky Balboa, Ivan Drago'yu yendikten sonra birtakım fiziksel sorunlarla karşılaşmıştır. Fiziksel sorunlar gidip gelen görüntüler, ellerin titremesi, kulakların uğuldaması, unutkanlık, isimleri ve kişileri karıştırmak şeklinde tezahür etmektedir. Bu durum üzerine Rocky'nin karısı Adrian Rocky'ye, "ille de birakicaksin bu boksu" diye baskı kurmaya başlar. Bu baskı sonucunda Rocky karısını tabi ki kırmaz ve son bir unvan maçı yapmayı reddedip aktif boks yaşantısını bırakmaya karar verir. Bu karar ne yazık ki filmdeki kötü adam, Don King'in parodisi olan organizatör abiyi çok kızdırır.

Rocky abi tam emekliliğin keyfini çıkartmak için memleketi Philadelphia'ya döndüğünde bir de ne görsün? Ivan Drago ile yaptığı maça hazırlanmak için SSCB'de geçirdiği aylarda, at arabası kaldırıp indirirken, odun keserken, dere tepe tırmanırken, vekalet verdiği muhasebecisi Rocky'yi dolandırmıştır (veya bir şekilde parasını kötü değerlendirip, kaybetmişti). Rocky'nin ondan bundan dayak yiyerek kazandığı bunca para birden bade olmuştur. "Tarihteki Delikanlılar"dan biri olan Rocky tabi ki karısına verdiği sözü tutar ve boksa geri dönmez. Ama bu demektir ki artık Rocky memeleketi Philadelphia'daki boktan mahallesinde (Rocky I'deki mahallesi) yaşamaya geri dönecektir.

Aslında ortada çok da bir sorun yoktur çünkü bütün mahalleli ve esnaf Rocky'yi tanımakta ve çok sevmektedir. Fakat durum Rocky Jr. için tam tersidir. Rocky Jr. biraz ince ruhlu, karı kılıklı bir çocuk olduğundan, okulda sürekli dayak yemekte ve kötü alışkanlıklar edinmektedir. Sigara desen var, içki desen var böyle ipsiz sapsız bir herif olmaya doğru gitmektedir.

Bu sıralarda Rocky gelecek vaadeden, bebek suratlı, mobilet ense saç modelli, beyaz boksör Tommy Gunn ile ilgilenir ve onu himayesine alır. Tommy Gunn'a boks öğretip, menejerliğini yaptığı gibi, ona beyefendiliği, nezaket ve görgü kurallarını da öğretip adam eder. Fakat bu durum oğluyla geçirdiği zamanı iyice azaltmış, çocuğun gidişatı daha da kötüye gitmiştir.

Tommy Rocky'den taktik alırken

Tommy ve Rocky mutlu günlerinde..

Tommy Gunn ise sabırsız, biraz artis, götü kalkık bi delikanlı olduğundan Rocky abinin sözünü dinlememeye, bildiğini okumaya başlar. Tommy'nin asıl derdi, para ve şöhret kazanmaktır. Rocky bu yollardan geçtiği için onu korumak adına Tommy'yi biraz engellemektedir, çünkü her şeyin bir yeri zamanı vardır. Rocky yapma koçum der, etme koçum der olmaz. İyice gemi azıya alan Tommy Gunn, Don King benzeri organizatör abi tarafından gazlanmaya başlar. Aklı çelinmeye çok müsait Tommy Gunn bebesi de Don King benzeri abinin lafına kanıp onun menejerliği altına girer ve Rocky'nin henüz izin vermediği unvan maçına çıkar. Rocky de "her işte bir hayır vardır" der ve parçalanan ailesiyle ve kötü yola düşmek üzere olan çocuğuyla ilgilenir. En azından ailevi sorunlarını halleden Rocky abi emekliliğin tadını bir nebze olsun çıkarabilecektir.

Tommy Gunn unvan maçını kazanır. Hem de ilk raundda baskılı boksuyla sonuca KO ile gider ve unvanın yeni sahibi nolur. Ama hesaba katmadığı bir durum vardır: İzleyenler "Rocky Rocky" diye bağırıp, "içimdeki Rocky aşkı bambaşka" diye tezahürat yapmaktadır. Bunu gören Tommy çıldırıp olay çıkarır. Don King benzeri organizatör abi Tommy'nin bu durumundan istifade etmek için Tommy'i, Rocky'e meydan okuması konusunda gazlar. Tommy'e ancak Rocky'yi yenerse gerçek bir şampiyon olarak kabul göreceğini söyler. Niyeti Tommy ve Rocky'yi bir unvan maçında karşı karşıya getirerek para kırmak, servetini iyice büyütmektir.

Bunun üzerine Tommy bebesi yaşına başına bakmadan ustası Rocky'nin bulunduğu bara gidip ona meydan okur. Bu arada ne hikmetse Tommy'nin yanında kameralar da vardır. Rocky "git işine evladım, yeminimi bozdurma bana" dese de Tommy vaz geçmez ve Rocky'nin eniştesinin suratına yumruğu patlatır. Bunu gören Rocky kudurur ve yeminini bozar. Tommy ile sokak kavgasına girişir. Her boks filminde veya her Voltran bölümünde olduğu gibi kahramanımız önce çok sıkı bir dayak yer. Sonradan açılıp, yumruk üstüne yumruk indirip Tommy'i kameralar çektiği halde bir güzel döven Rocky, ringlerden sonra sokakların da kralı olur. Tabi ki ağzı burnu dağılmıştır, zaten yamulan beyni iyice hasar görmüştür ama olsun. Bu da Tommy Gunn'a kapak olur.

Bu filmde cenabet rolündeki Tommy Gunn'ın yani gerçek ismiyle Tommy Morrison'ın gerçek hayatta inanılmaz bir cenabetliğin başrol oyuncusu olduğunu biliyor muydunuz efendiler? Yoo yooo hiç sanmıyorum!! Tommy Morrison'ın hayret verici hikayesini anlatmayı, bunu herkese anlatmayı bir borç bilirim..

Tommy Morrison gerçek hayatta da, filmde oynadığı rol gibi, WBO'nun dünya ağır siklet boks şampiyonuydu. Tommy Morrison John Wayne'in 2. kuşaktan yeğeni olduğu için boks aleminde "The Duke" namıyla biliniyordu. George Foreman amcayı yenmesiyle WBO'nun ağırsiklet boks şampiyonu oldu.

Tommy Gunn kariyerinin zirvesinde

Daha sonra unvanı kaptırmış, Lennox Lewis'le yaptığı WBC unvan maçını falan kaybetmiş ama asıl başına gelen cenabetlik başka.. 1996 yılında düzenli ve zorunlu olarak yaptırdığı HIV test sonucu pozitif çıkmış.. HIV pozitif çıktığı için boks kariyeri anında sona erdiği zaman boks kariyeri şu şekildeymiş:

Toplam Maç: 52
Galibiyet: 48
KO: 42
Mağlubiyet: 3
Beraberlik: 1

Boks kariyeri sona erdikten sonra Tommy abi için işler iyice kötüleşmiş ve aynı Sezercik gibi uyuşturucu ve silah işlerine bulaşmış..

Tommy abi için yıllar böyle gelir geçer. Hayatı bir anda paramparça olan Tommy abi boks yaşantısından sonra ne işle iştigal etti bilemiyoruz. Boksör adam boks dışında ne yapabilir ki?

Neyse efendim, HIV pozitif çıktıktan 10 yıl sonra, 2006'da tekrar girdiği HIV testinde bu sefer negatif çıkmasın mı? Çıkmış vallahi.. Hatta noter huzurunda yapılan testte de negatif çıkınca kafalar iyice karışmış. Ya ilk testte yanlışlıkla pozitif çıktı veya negatif çıktığı testte hile var demişler. Ama sonuçta noter huzurunda yapılan negatif çıktığı bir test var, kimse bir şey diyememiş tabi. 10 yıl sonra Tommy Morrison'a boks lisansı geri verilmiş ve o da ringlere birkaç maç için geri dönmüş.

Tommy ringlere geri döndükten sonra

Şu anda, 39 yaşında hala aktif boks yaşantısını devam ettiriyor ama geçen 10 yılın hesabını kim verecek?? Tommy abinin şan, şöhret ve zenginliğin doruğundan, zirveden en dibe vurmasının hesabını kim verecek ulan?? Adam HIV pozitif olmadığına şükrediyordur belki ama eskilerin dediği gibi: allah fukaranın eşeğini önce kaybettirir sonra buldururmuş.. Bu da o hesap.. Adamın bütün hayatı kaymış gitmiş bir kere..

Sonraki "Tarihteki Cenabetler" için izlemeye devam edin..

4 comments:

Yigit Tileylioglu said...

Donusu muhtesem oldu evet gercekten muhtesem. Muthis bir seri... Saatlerdir, tipki tupgaz kuyrugunda bekler gibi, heyecanla bekliyordum. Bekledigime degdi...

Merakla serinin uzamasini bekleyecegiz.

Bu arada benim aklimdan biri geciyor ancak o bence serinin sonuncusu olmali... Bu seriye yakisacak; en bir luks insan...

Anlayan anlar...

Ahmet C. Toker said...

cati malzemelerinin kafasina dusmek icin birbirleriyle yaristiklari bir insan...

Diego said...

Evet haklisiniz.. tek yapmamiz gereken once kendi icimize bakmak.. kendi icimizden biri bu konuda herkese tas cikartir.

Yigit Tileylioglu said...

Sadece cati malzemesi olsa iyi... Etrafinda kullandigi veya kullanmadigi her turlu arac, gerec ve malzeme bu yarisa ister istemez dahil oluyorlar. En iyisi diego nun yazi dizisinin sonunu beklemek...