Thursday, September 27, 2007

Ruyada Kosamamak

Hicbir ruyamda kosamiyorum. Yani, gordugum herhangi bir ruyada, ne zaman kosmam gerekse, bacaklarimda bir yorgunluk hissediyorum ve kosmaya calisinca tek yapabildigim dertli bir bicimde agir agir yuruyebilmek.

Bu durum ne anlama geliyor acaba, psikanalitik yorumu nedir, ruya tabiri nedir?

Ayni dertten muzdarip baskalarinin da oldugunu biliyorum. Lutfen bir araya gelelim, bunu tartismaktan korkmayalim. Ancak bu sekilde ruyalarimizda rahatca, firtina gibi, Ridvan gibi, Metin Tekin gibi kosabiliriz.

Monday, September 24, 2007

Dernek Calismalari

Bir kısmınızın bildigi gibi, gecen hafta boyunca Istanbul'daydim. Neden Istanbul'daydim peki? Sizlere "egitim var" gibi bir seyler soylemek durumunda kaldım, ama simdi soylememde hicbir sakınca yok, gercek bu degildi. Gercegin ne olduguna gelince:


Bizim dernegin kongresi vardi ona katildim.

Bu toplantimizda cok onemli konulari konustuk, fikir alisverisinde bulunduk, beyin firtinasi yaptik ve sonunda onemli kararlar aldik.

Kongre bittikten sonra bir de ne goreyim? Malatyaspor kafilesi kamp yapmaya otele gelmesin mi? Topraklarimi otelde gorunce biraz daha kalayim dedim. Gidip kendimi tanitip Seytandereli oldugumu soyleyince sagolsunlar cok itibar ettiler, beni onursal baskan ilan ettiler.

Boylelikle, kaldigim "The Green Park Hotel" hem "Anadolu Yakasi Hafriyatcilar ve Damperli Kamyoncular Dernegi"ne hem de Malatyaspor kafilesine ev sahipligi yaparak, Istanbul'un en luks oteli oldugunu kanitlamis oldu. Burdan isletmecileri tebrik ederim.

Tuesday, September 11, 2007

Yeni Yatirim

Almanya'daki yatirimlarima bir yenisini eklemenin hakli gururunu sizlerle paylasmak isterim.

Almanya'da, Dogan kardesimle beraber "Hukuk Burosu" actik. Bu konuda sikintiniz olursa size hizmet vermekten memnuniyet ve gurur duyariz. Yalniz ilk is olarak, tabelaciyi mahkemeye verecegiz gibi gorunuyor. Zarif, modern, rafine ve sade ismim tabelacının tek bir hareketiyle kaba, kiro ve komik bir hale gelmis.

Bu ortaklik konusunda bana yardimci olan, yine benim gibi rafine ve salon adami Mehmet Yagli kardesime tesekkuru borc bilirim.


Madem Iyisin

Bertolt Brecht'ten tokat gibi bir siir.. Okuyun ibret alin.

Madem Iyisin

Anladık iyisin,
Ama neye yarıyor iyiliğin.

Seni kimse satın alamaz,
Eve düşen yıldırım da
Satın alınmaz
Anladık dediğin dedik,
Ama dediğin ne?
Doğrusun, söylersin düşündüğünü,
Ama düşündüğün ne?
Yüreklisin,
Kime karşı?
Akıllısın,
Yararı kime?
Gözetmezsin kendi çıkarını,
Peki gözettiğin kimin ki?
Dostluğuna diyecek yok ya,
Dostların kimler?

Şimdi bizi iyi dinle:
Düşmanımızsın sen bizim
Dikeceğiz seni bir duvarın dibine
Ama madem bir sürü iyi yönün var
Dikeceğiz seni iyi bir duvarın dibine
İyi tüfeklerden çıkan
İyi kurşunlarla vuracağız seni
Sonra da gömeceğiz
İyi bir kürekle
İyi bir toprağa.


Bu şiirin ingilizcesini bulana 100 bin lira.

Monday, September 10, 2007

Amerika Acik 2007

Artik bildiginiz gibi bir isim gucum oldugu icin, her gun ekmek kavgasinda, hayat mucadelesinde oldugum icin bu turnuvayi hic izleyemedim. Zaten turnuva Amerika, New York, Flushing Meadows mevkiinde yapildigindan maclar abuk saatlerde oynaniyordu..

Maclari izlemedim ama Federer'in haberlerini aldim. Bizim Fedon rakiplerin ustunden tir gibi gecrken bir de ne olsun? Havali matkapci kollari olan Nadal, Ferrer'e elenmesin mi.. Bu arada hanimlarda da turnuva devam etmekteydi tabi ki.. Hanimlarin favorilerinden Sharapova erken bir turda elenince orayla ilgim zaten direkt kalmadi. Ama hanimlar tarafinda da Justine Henin'in set kaybetmeden finale ciktigindan haberdardim. Finale cikarken, ufacik haliyle, Serena ve Venus Williams kardesleri eleyip finalde de Kuznetsova ile karsilasti. Finalde de Kuznetsova'yi 6/1 ve 6/3 luk 2 setle ezip gecti. Ilk tur maci mi, final mi belli degil..

Erkeklere geri donecek olursak, Fedon'un finaldeki rakibi sakaci, taklitci, sempatik Sirp kardesimiz, 1987 dogumlu Novak Djokovic oldu. Maci Federer 7/6, 7/6, 6/4 alarak sampiyon oldu ama onun bunun taklidini yaparak herkesin sevgilisi olan hatta taklit ettigi Sharapova'nin da destegini alan Djokovic benim fikrime gore Federer'i oldukca zorladi. Mac 3 sette bitmesine ragmen ilk 2 setin tie breakle bittigini dusunursek, aslinda oldukca yakin bir mucadele oldu. Federer'in 119 sayisina karsi Djokovic 103 sayi aldi ki, 3-0 biten bir mac icin gayet az bir fark. Burda onemli olan nokta, bana gore tenisin guzelligini ortaya cikaran nokta ayni zamanda, gerekli sayilari alabilmek. Ornegin, tecrubesiz Djokovic ilk sette 5 set puanindan yararlanamayinca ilk set tie-break'e kaldi ve Fedon tabi ki affetmedi.

Bana gore Djokovic'in gelecegi parlak, onu acik.. Gelecek sene Grand Slam kazanirsa sasirmamak lazim.. Belki de Federer'e rakip Djokovic olur, Nadal 3.luge iner.

Federer icin soylenecek fazla bir sey yok: 2 sene ustuste 4 grand slamin hepsinde final ve bu oynadigi finallerin 3'unde sampiyonluk.. Masallah.. Sampras abimizin 14 grand slamlik rekorunu utanmasa 2008'de kiracak gibi gorunuyor.

Bu arada maci izlerken kameralar esrarengiz birisini gosterdi. Basinda bir esarp (Sophia Loren usulu), gozunde gunes gozlukleri vardi.. Bana ismi "Zey" ile baslayip "Han" ile biten birisi gibi geldi.

Sunday, September 9, 2007

Luciano Pavarotti

Ekmek kavgasi, hayat mucadelesi derken blogumdan cok uzun suredir ayri kalmistim. Bu ayrilik esnasinda olan bir olaya ise asla kayitsiz kalamazdim.. Bu yazimin da, geri donecegime inanmayanlara ders olmasini dilerim.


12 Ekim 1935 - 6 Eylul 2007

Icra ettigi sanatla hic alakamiz olmamasina ragmen (ozellikle Turk halki) olumune cok uzulduk hatta sasirdik. Meger pankreas kanseriymis adamcagiz.

Ben gercekten cok severdim kendisini, hatta tanismamiz da su sekilde olmustu: Italya 90 Dunya Kupas'sinin resmi muzigi/sarkisi artik her neyse, Puccini'nin Turandot operasindan Pavarotti Amcanin icra ettigi "Nessun Dorma" (None Shall Sleep) aryasiydi. Ben de o zamanlar Dunya Kupasi yayinlari esnasinda bu parcayi duyup cok begenmistim. Nasil oldu bilmiyorum ama bir sekilde sarkinin adini ve Pavarotti diye birinin soyledigini ogrenmemle birlikte annemden bu sarkinin oldugu bir album istemem bir olmustu (aynen oyle, ikisi ayni anda oldu). O zamanlar tabi YouTube yok, oyle aklimiza eseni dinleyelim, izleyelim. Neyse efendim o gunden sonra cok sevdim Pavarotti amcayi, sonra zaten turneye de ciktilar Domingo ve Carreras ile ve iyice yer etti bilincimde.

Sonuc olarak ne diyelim, topragi bol olsun, mekani cennet olsun. Allah rahmet eylesin.

Kucuk Husamettin de yetim kalmis oldu.