Hikayemiz taa 19. yuzyil sonlarindaki Hindistan'dan basliyor...
Ingiliz Spencer ve Sarah Robenson'dan olusan Robenson ailesi 1890'larda Hindistan'da yasamaktadirlar. Spencer ve Sarah cifti Ingiliz asilzadesi olmakla beraber Hindistan'da tam olarak ne yapiyorlar onu bilemiyoruz.
Hindistan'da o yillarda Islamin tirmanisindan etkilenen Sarah Hanim musluman olmaya karar verir. Sarah Hanim'in Musluman olmasindan sonra beyi Spencer Bey de Musluman olur. Hindistan'daki Ingiliz cevreleri boyle bir hareketi yadirgarlar ve tepki gosterirler. Bunun uzerine Robensonlar Istanbul'a yerlesmeye karar verirler. Istanbul'a geldiklerinde ciftimiz isimlerini Fatma ve Abdullah Robenson olarak degistirirler (biliyorum hikaye biraz inanilmaz gorunuyor ama gercek). Istanbul'da 3 tane erkek cocuklari olur: Abdurrahman, Yakup ve Ahmet Robenson kardesler.
O yillarda ulkenin durumu siyasi acidan oldukca karisiktir ve bu karisikligin icinde Abdullah Robenson ogullarini Galatasaray Lisesi'ne yazdirir. Robenson kardesler Galatasaray Lisesi'nde futbol oynamaktadirlar ve butun ulke gibi Galatsaray Lisesi ve futbol takimi da calkalanmaktadir. Sonunda Balkan Savasi ve daha sonra 1. Dunya Savasi patlak verir. Bu donemde cepheye gitmek icin gonullu olan ogrenciler ve futbolcular olur (hatta Balkan Savasi esnasinda Bulgarlar Silivri'ye kadar ilerleyince lise'den 86 ogrenci, hamama gitmek icin okuldan cikip gonullu olarak askere yazilmislar, bu hikayenin dogrulugundan o kadar emin degilim ama birkac yerde denk geldim). Neyse efendim Galatasaray futbol takimindan gonullu olarak cepheye gidenlerin sayisi gun gectikce artmaktadir ve artik cepheden ne yazik ki aci haberler de gelmeye baslamistir. Galatasaray Lisesi'nin ilk sehidi 119 Ahmet Refik (Nurullah Atac'in abisi), futbol takiminin ilk sehidi ise 848 Ali Idris olur. O aralar Galatasaray'in unlu futbolcusu Hasnun Galip'in de(Galatasaray kulup binasinin oldugu sokağa ismini veren kişi) cepheden olum haberi gelir ve hem kulup hem lise hem de futbol camiasi yasa bogulur. Bu arada Abdurrahman ve Yakup Robenson da Turk olmamalarina ragmen cepheye gitmek icin gonullu olurlar ve Abdurrahman Kafkas Cephesine, Yakup ise once Canakkale'ye oradan da Irak'a gonderilir. Her ikisi de sehit olur ve kaderin cilvesine bakin ki, Irak'a giden Yakup Robenson, Ingilizler tarafindan sehit edilir. Yasi daha kucuk oldugu icin savasa gitmeyen kucuk kardes Ahmet Robenson ise, Galatasaray futbol takiminin kalecisi olur ve daha sonra lisede beden egitimi ogretmenligi yapar. Turkiye'de izciligi kuran ve gelistiren kisi ve basketbolu Turkiye'ye getiren kisi olarak taninir. 1926 yilinda ise 1 yil sureyle Galatasaray kulubunun baskanligini yapar.
O yillarda 3 buyuklerin hepsi futbolcularini cepheye yollamislar ve bircok futbolculari sehit olmus. Sehit ve gaziler sebebiyle, 1916-1917 sezonunda Fenerbahce'nin 3 futbolcusu, Galatasaray'in 2, Besiktas'in ise 1 futbolcusu kalmis. 1915 ve 1916 yillarinda Galatasaray Lisesi sirasiyla 18 ve 4 mezun verebilmis. Fenerbahceli Arif Canakkale'den yani cepheden, Galatasaray derbisine yetismek icin at sirtinda Istanbul'a gelip macta oynayip, mactan sonra tekrar cepheye geri donmus ve sehit olmus. Besiktasli Kazim ise ayni zamanda bir sairmis, Canakkale'de sehit oldugunda ustunden kendi yazdigi su siir cikmis:
BEŞİKTAŞ MARŞI
Hayatı süsledik izharı ittihatla bugün,
Yolunda gençliğin ulvi değil miydi birleşmek.
Sebatı bayrağımız yaptık, İ'tilamız için...
Neticesiz ve boş olmaz, sebatla hiçbir emek.
Dakikalar bize bir nağbe nişad olsun,
Kulübümüzde müceddet nücumu mevc vursun
Bu kainat bize hep gıpta ediyor isar,
Biz 11 arkadaşız, lakin arkamız daha var.
Bu zevk alemi dar zannedip de aldanalım,
Vekar, hak gibi sakin, nezih ve saf olalım.
Fakat bu hal ile, kuvvet gibi cesur olalım.
O yillarda ulkenin durumu siyasi acidan oldukca karisiktir ve bu karisikligin icinde Abdullah Robenson ogullarini Galatasaray Lisesi'ne yazdirir. Robenson kardesler Galatasaray Lisesi'nde futbol oynamaktadirlar ve butun ulke gibi Galatsaray Lisesi ve futbol takimi da calkalanmaktadir. Sonunda Balkan Savasi ve daha sonra 1. Dunya Savasi patlak verir. Bu donemde cepheye gitmek icin gonullu olan ogrenciler ve futbolcular olur (hatta Balkan Savasi esnasinda Bulgarlar Silivri'ye kadar ilerleyince lise'den 86 ogrenci, hamama gitmek icin okuldan cikip gonullu olarak askere yazilmislar, bu hikayenin dogrulugundan o kadar emin degilim ama birkac yerde denk geldim). Neyse efendim Galatasaray futbol takimindan gonullu olarak cepheye gidenlerin sayisi gun gectikce artmaktadir ve artik cepheden ne yazik ki aci haberler de gelmeye baslamistir. Galatasaray Lisesi'nin ilk sehidi 119 Ahmet Refik (Nurullah Atac'in abisi), futbol takiminin ilk sehidi ise 848 Ali Idris olur. O aralar Galatasaray'in unlu futbolcusu Hasnun Galip'in de(Galatasaray kulup binasinin oldugu sokağa ismini veren kişi) cepheden olum haberi gelir ve hem kulup hem lise hem de futbol camiasi yasa bogulur. Bu arada Abdurrahman ve Yakup Robenson da Turk olmamalarina ragmen cepheye gitmek icin gonullu olurlar ve Abdurrahman Kafkas Cephesine, Yakup ise once Canakkale'ye oradan da Irak'a gonderilir. Her ikisi de sehit olur ve kaderin cilvesine bakin ki, Irak'a giden Yakup Robenson, Ingilizler tarafindan sehit edilir. Yasi daha kucuk oldugu icin savasa gitmeyen kucuk kardes Ahmet Robenson ise, Galatasaray futbol takiminin kalecisi olur ve daha sonra lisede beden egitimi ogretmenligi yapar. Turkiye'de izciligi kuran ve gelistiren kisi ve basketbolu Turkiye'ye getiren kisi olarak taninir. 1926 yilinda ise 1 yil sureyle Galatasaray kulubunun baskanligini yapar.
O yillarda 3 buyuklerin hepsi futbolcularini cepheye yollamislar ve bircok futbolculari sehit olmus. Sehit ve gaziler sebebiyle, 1916-1917 sezonunda Fenerbahce'nin 3 futbolcusu, Galatasaray'in 2, Besiktas'in ise 1 futbolcusu kalmis. 1915 ve 1916 yillarinda Galatasaray Lisesi sirasiyla 18 ve 4 mezun verebilmis. Fenerbahceli Arif Canakkale'den yani cepheden, Galatasaray derbisine yetismek icin at sirtinda Istanbul'a gelip macta oynayip, mactan sonra tekrar cepheye geri donmus ve sehit olmus. Besiktasli Kazim ise ayni zamanda bir sairmis, Canakkale'de sehit oldugunda ustunden kendi yazdigi su siir cikmis:
BEŞİKTAŞ MARŞI
Hayatı süsledik izharı ittihatla bugün,
Yolunda gençliğin ulvi değil miydi birleşmek.
Sebatı bayrağımız yaptık, İ'tilamız için...
Neticesiz ve boş olmaz, sebatla hiçbir emek.
Dakikalar bize bir nağbe nişad olsun,
Kulübümüzde müceddet nücumu mevc vursun
Bu kainat bize hep gıpta ediyor isar,
Biz 11 arkadaşız, lakin arkamız daha var.
Bu zevk alemi dar zannedip de aldanalım,
Vekar, hak gibi sakin, nezih ve saf olalım.
Fakat bu hal ile, kuvvet gibi cesur olalım.
Galatasaray'in eski amblemi: Gayin-Sin
Ahmet Robenson
Hasnun Galip
Fenerbahceli Arif
1 comment:
Selamlar.
Sanırım Balkan savaşı'na katılan Galatasaraylılar'la ilgili kaynak benim. Ancak bir karışıklık var. Ben Balkan Savaşı'na katılan tam 86 Galatasaraylı saptadım. Ama bunların yaklaşık 40'ı hamamdan kaçarak savaşa gitmişlerdi.
Diğerleri mezundu.
Bir de Yakup Robenson'un Çanakkale'de savaştığı bilgisi bende yok. Sanırım uydurma.
Kronolojik olarak önce Trablusgarb var (Galatasaray'ın futbolcusu İdris orada şehit düştü), bu savaşı Balkan ve Birinci Dünya Savaşı izliyor. Balkan Savaşı'na katılan futbolcular var (mesela Galatasaray'ın iki numaralı kurucusu Emin Bülend) ama şehit yok.
Arif de bilindiği gibi şehit değildir. 1919'da Niğde Bor'da görevli olduğu şantiyede eşkıyanın basmasıyla öldürülmüştür. Görev şehidi denilebilir ama savaş şehidi değildir.
Saygılarımla.
Melih Şabanoğlu
Post a Comment