Tuesday, January 23, 2007

Endustrilesen Tenis

2007 Avustralya Acik Tenis Turnuvasi'ni izlerken daha onceden farkettigimi farkettigim bir husustan bahsetmek istiyorum. Hazir aklima gelenleri paldir kuldur yazabilecegim boyle bir ortam da varken bahsedeyim gitsin ne olacak.

Endustrilesen futbol gibi (Ahmet Cihat belki yorum yapar), her spor endustrilesmekte. Spor dalina duyulan ilgiye gore bu surec daha kisa veya daha uzun surebiliyor. Tenis icin dusunursek eger (Simdi de Sadi Amca belki yorum yapar), goruyoruz ki teniste sporcularin belli markalarin raketlerini kullanmalari, baska markalarin kiyafetlerini, ayakkabilarini giymeleri bayagi uzun suredir var. Farkli olan, tenisteki bu durumun, futboldaki gibi direk bir reklam malzemesi olarak hatta bir yasam tarzi olarak kullanilmaya daha gec baslanmasi.

Kortlara baktigimizda erkeklerde capri ve kolsuz ust giyen yeni yetmeler, bayanlarda onemli markalari kullanarak kendileri icin tasarimlar yapanlar hatta erkeklerin kiyafetlerini cok sıkıcı buluyorum diyen dilberler goruyoruz.

Tabi tenis de yillar gectikce butun her sey gibi degisecek bir evrim gecirecek. Bu evrimden hem oyun tarzlari, hem oyuncular, hem kortlar, hem tenis modasi da etkilenecek ama benim dusundugum su an gelinen noktanin bu evrimin dogal bir sonucu olup olmadigi. Ben de farkindayim tenisciler 80'lerdeki gibi dar ve kisa beyaz sortlar giyemezler, zaten 90'larda Pete Sampras abimiz bol sort ve t-shirtle bir cigir acti, ustune Andre Agassi abimiz hic alisagelmedik bi sekilde giyinmeye basladi (kariyerinin sonlarinda Agassi de normale dondu) ama butun bunlar dogaldi, zaten sporcularin kendi kisiliklerini yansitmalariydi. Simdi bakiyoruz Ispanyol raket (sonunda bu tamlamayi kullanmak nasip oldu) Rafael Nadal altina yesilimtrak (!) bir capri, bunun ustune sari kolsuz bir ust giyiyor. Tenisciden cok Tatlises Lahmacun calisani gibi duruyor. Boylece genc, dinamik, guclu ve yenilmez bir imaj ciziyor tipki bu imaji kullanan sponsoru gibi. Serena Williams ise kendi tasarladigi, "rapci tenis oyuncusu kiyafetleri"ni giyiyor ve mucizevi bir sekilde o kiyafetlerle saga sola kosturabiliyor. Serena da boylece geldigi yeri unutmamis oluyor, zaten revacta olan bu tarzi kendi tabanina pazarlayarak sponsorunu sevindiriyor. Maria Sharapova'ya laf etmeye kiyamiyorum cunku o cok guzel.

Sonuc olarak dunya ikincisi, 20 yasindaki Rafael Nadal -su anda Federer'e kafa tutabilen tek adam- veya bayanlarda dunya birincisi 19 yasindaki Maria Sharapova bence farkinda olmadan bambaska bir misyona hizmet ediyorlar. Sponsorlariyla yaptiklari milyon dolarlik anlasmalar herhalde kariyerlerinin sonuna kadar kazanacaklari turnuva odullerini simdiden gecmistir. Paralarinda kazanclarinda gozum yok ama bari tenisi boyle ucuz ve gereksiz bir bicimde degistirmesinler. Onlari bilmem hangi markanin temsilcisi olarak degil de dunya 1. olarak, Wimbledon'u bilmem kac kez ust uste kazanan kisiler olarak bilelim. Cunku Martina Navratilova'yi, Steffi Graf'i, Ivan Lendl'i, Stefan Edberg'i, Bjorn Borg'u, Jimmy Connors'i, John McEnroe'yu ve daha nicelerini boyle bildik. Hatta gariban Sergi Bruguera'yi, Jim Courier'i bile unutmadik ki, korkmalarina hic gerek yok.


solda Ispanyol Rafael Nadal sebegi, sagda ise guzelligi kadar saf olmadigini dusundugum Maria Sharapova (masallah)..

Ozlediklerim:

saat yonunde; delikanli, efendi, kral....

4 comments:

ssdd said...

Endüstriyelleşen futbol ve Türkiye'deki durumla ilgili küçük bir yazı

http://docs.google.com/View?docid=dcrqj7w3_26dmsgqj&revision=_published

Ahmet C. Toker said...

Sana cevaplar hazirladim, ve sen haksizsin Seckin.

Federer.

Iste sana efendi tenisci, iste sana iyi tenisci...

Diego said...

Federer'e laf eden yok zaten.. adam tek elle vurdugu zimba gibi backhandle, curetkar servis-vole oyunuyla, celik gibi sinirleriyle taniniyor.. sponsoruyla degil.

Ahmet C. Toker said...

curretkar pozlariyla taninan teniscilere selam olsun o zaman buradan.